Saç dökülmesi, insanoğlunun yeni karşılaştığı bir problem değildir. Tarih boyunca eski Romalılardan, Antik Mısır’a, Fransa’ya kadar birçok toplumda önlenmeye çalışılmıştır.
üzyılların sorunu saç dökülmesi insanları neredeyse var oluşlarından beri etkilemiş ve insanlar bu soruna karşı çare olabilecek her yolu denemişlerdir. Son yüzyılda saç dökülmesi erkeklerin ve kadınların önemli kozmetik sorunlarından biri olmuştur. Ama geçmişte de saç kaybından utanan, bunu sorun haline getirip, gizlemenin yollarını arayan ünlüler de yok değildir. Örneğin Roma’nın Julius Caesarı, dökülmüş saçlarını gizlemek için neler yapmamış ki? Caesar, kafasının ön tarafındaki bir kısmı çıplaklaşmış, bir kısmının da örtüsü seyrelmiş saç derisini gizlemek için yanlardaki ve arkadaki uzun saçlarını öne doğru getirip saçsız bölgesini gizlemeye çalışırmış. Caesar’ın, defne yapraklarını da, zafer tacı olarak takmaktan öte, kaybettiği saçlarını gizlemek için taktığı söylenir. Mısır kraliçesi Kleopatra da saç azalması sorununu az çekmemiş; saçlarını gürleştirmek için birçok formülü kendisine uygulamış.
Saç kaybını kendine sorun etmiş ünlülerden bir diğeri de önce İngiltere sonra da Fransa kralı olan 8. Louis. O kaybettiği saçlarını gizlemenin bir yolu olarak farklı bir giyim tarzı geliştirmiş. Hatta onun peruklu kıyafeti yeni Dünyanın İngiliz mahkemelerinde hâlâ kullanılıyor. Saç kaybı tedavisi ilk kez eski Mısır da tıbbi anlamda ilaç önerilmesiyle ortaya çıkmıştır. Mısır tıbbının tanısı M.Ö. 2900 yılına kadar uzasa da en iyi bilinen ve en önemli ilaçlarla ilgili kayıt, M.Ö 1500 tarihli Ebers papirüsünde bulunur. Ebers papirüsünde timsah ısırığından böcek sokmalarına, kalp rahatsızlıklarından kelliğe kadar pek çok soruna karşı önerilen 800’den fazla reçetenin yanı sıra 700 ilacın da adı geçer. Bu papirüste saç kaybına karşı da öneriler vardır.
OLAĞAN SAÇ DÖKÜLMESİ
Saç dökülmesi, saçların cansızlaşması ve incelmesi gibi birçok
nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Ömrünü tamamlamış saç kendiliğinden
veya dış etkilerle (tarama, şampuanla yıkama, fırçalama, saça şekil
verme çalışmaları) dökülür. Bunun yerine yeni saç çıkar. Gün içinde
100-150 tele kadar saç dökülmesi uzman kişiler tarafından normal kabul
edilmektedir.
GEÇİCİ SAÇ DÖKÜLMESİ
Saç birçok nedene bağlı olarak dökülür. Dökülmenin nedeni tespit
edilmeden doğru bir tedavi yaklaşımı sağlanamaz. Bu nedenle dökülmenin
hangi nedenle olduğunu bilmek önemlidir. Saç dökülmesi hem erkeklerde
hem de kadınlarda görülebilir. Bu saç kayıpları genetik ya da kronik bir
hastalıktan kaynaklanmadığı sürece doğru ve etkili uygulamalarla tedavi
edilip giderilebilir. Örneğin hamilelik döneminde yaşanan saç kaybı,
Çevresel faktörlerin etkisiyle yaşanan saç kaybı, hava kirliliği,
mevsimlerin etkisiyle yaşanan saç problemi, yorgunluk, stres, sağlıksız
beslenme, uygunsuz saç bakımı, zararlı kimyasal içeren saç kozmetik
ürünleri gibi sebeplerden dolayı yaşanan saç problemi geçici bir
sorundur. Bu sorunlar doğru uygulamalar ile kontrol altına alınıp
giderilebilir.
KALITIMSAL SAÇ DÖKÜLMESİ
Toplum içinde ırsi olarak ta tabir edilen genetik, bir çok hastalıkta
geçerli olup aile bireylerinde anne, baba, amca vb. genetik hastalıklar
yer alması durumunda bireylerde ortaya çıkabilir.
Erkeklerin ve kadınların en büyük estetik sorunu haline gelen
Androgenetik yani ailesel saç dökülme problemidir. Erkekler arasında
yapılan araştırma sonucunda dökülme nedenlerinin %90′ı genetik
dökülmeden kaynaklanmaktadır. Bu problem sadece beylere özgü olmayıp
kadınlar içinde geçerli bir sorundur. Güzel yönü erkekler kadar yüksek
bir oran olmayıp, kadınların %60′lık bir kısmında genetik saç dökülmesi görülmektedir.
Androgenetik Alopesi erkeklik hormonu olan androgenlere bağlı,
genetik olarak yatkın olan kişilerde genellikle puberte sonrası dönemde
20'li 30'lu yaşlarda görülen ve öncelikle alın bölgesindeki saç
çizgisinin çekilmesi ile sonrada tepe bölgesinin incelip açılmasıyla
ortaya çıkan durumdur. Birçok isim verilmesine rağmen en sık kullanılan
isimler Androgenetik Alopesi, Male Patern Alopesi, Olağan Kellik gibi
isimledir. Tüm kafayı kaplayabileceği gibi, büyük sıklıkla şakaklar ve
ense bölgesini tutmaz. Kadınlarda da Androgenetik Alopesi oluşabilir
ancak oluşma şekli farklıdır.
Androgenetik saç dökülmesinden tek başına sorumlu olan gen veya gen
kümesi henüz keşfedilememiştir. Fakat bilim adamları bu gen(ler)in
erkeklik hormonlarının, 5-alfa redüktaz enziminin ve saç köklerindeki
androjen reseptörlerinin sentezinde etkili olduğundan şüphe
duymamaktadırlar. Bunlar erkek tipi saç dökülmesinde rol oynadığı
bilinen üç ana faktördür. 5-Alfa redüktaz enzimi bir erkeklik hormonu
olan testosteronu daha aktif bir formu olan dihidrotestosterona (DHT)
çevirir. DHT de saç köklerindeki androjen reseptörlerine bağlanarak
etkisini gösterir.
5-alfa redüktaz enzim blokerleri, DHT oluşumunu engellerler. Böylece
saç dökülmesi önce engellenmiş oluyor, ilerleyen zamanda da incelmiş,
vellus tüyü boyutundaki saçlar yeniden büyümeye, kalınlaşmaya ve kendi
rengini almaya başlar. Saçın büyümesi uzun bir süreç olduğu için etkinin
de en az bir sene gözlendikten sonra ortaya çıkması bekleniyor.
Bitkisel kaynaklı bileşiklerden flavonoid türevi mirisetin 5-alfa
redüktaz Tip 1 izoenzimi, kemferol 5-alfa redüktaz Tip II izoenzimini
inhibe eder.
Androgenetik Alopesi'nin görülme sıklığı
Ergenlik dönemi sonrası beyaz erkeklerin %94.96'sında alın
bölgesindeki saç çizgisinde gerileme olduğu, yaklaşık %50'sinde de alın
ve tepe bölgesinde dökülme olduğu belirtilmiştir.
Erkeklerin %30'u 25 yaşında, %40'ı 40 yaşında, %50'si 50 yaşında Androgenetik Alopesi belirtisi gösterir.
Kadınların %20-30 kadarında da Androgenetik Alopesi görülür.